11 Tanrı’nın İsraillileri mucizevi kurtarışı
Musa’yla kardeşi Harun firavunla buluştu ve ona İsraillilerin Mısır’dan üç gün ayrılıp Tanrı’ya tapınmalarına izin vermesi için yalvardılar. İzin vermezse Tanrı’ın Mısırlıları çok güçlü bir şekilde cezalandıracağını, söylediler.
Firavun çok inatçı olduğu için yalvarışlarını görmezden geldi. Onlara, konuştukları Tanrı’nın kim olduğunu sordu. Onların Tanrı’sını bilmediği için Mısır’dan çıkmalarına izin vermedi. Onlara, İsraillilerin çalışmak istemedikleri ve işten kaytarmak için bir yol bulmaya çalıştıklarını söyledi. Firavun çalışmaya devam etmelerini emretti.
Musa’yla Harun firavunla konuştuktan sonra İsraillilerin durumu daha kötü oldu. Firavun İsraillilerden, hızlı ve uzun saatler boyunca çalışmalarını istedi. Firavunun görevlendirdiği kişiler İsraillileri çamur ve samandan tuğla yaptırarak çok daha yoğun çalıştırdılar. Tanrı Mısırlıların üzerine sırayla belaları gönderdi fakat bunlar İsrailliler etkilemedi.
Birinci bela Nil nehrinin suyunun kanla değişmesiydi. Bütün balıklar öldü, su çok kötü kokuyordu ve içilemezdi. İkinci bela ise sayılamayacak kadar çok kurbağanın ülkeyi istila etmesiydi. Mısır’da her yerde, yatak odalarında, mutfaklarında ve hata dolaplarında bile kurbağalar vardı. Üçüncü ve dördüncü bela ise sivrisinekler ve karasinekler getirdi. Sinekler bütün insanları ve hayvanları kapladı. Firavunun büyücüleri Tanrı’nın gönderdiği belaların aynısını yapmaya çalıştılar ama sivrisinekleri yapamadılar. Bu yüzden firavuna, yaşadıkları belaları Tanrı’nın göndermiş olduğunu, söylediler.
Her beladan sonra Musa firavuna, İsraillilerin Mısır’dan çıkmaları için izin almaya için gitti. Fakat firavun çok inatçıydı ve izin vermedi.
Beşinci belada Mısırlıların sürülerine korkunç hastalıklar geldi fakat İsraillilerin sürüleri hastalanmadılar.
Altıncı bela Mısırlılarla hayvanlarında irinli çıbanlar çıkardı. Durumlarını o kadar kötüydü ki hiç oturup yatamazlardı.
Bu arada firavun Musa’ya, bunların yeterli olduğunu ve belaları durdurursa İsraillilerin Mısır’dan çıkması için izin vereceğini söyledi. Fakat Tanrı belaları durduktan sonra firavun İsraillilerin çıkması için izin vermedi. Tanrı firavunu inatçı yapmıştı ve Musa’nın söylediklerini dinlemek istemedi.
Yedinci ve sekizinci bela dolu yağışı ve çekirgeleri getirdi. Bütün Mısır’ın ağaçlarıyla bitkileri yok edildi. Dolu yağışının yıkamadığı ağaç ve bitkileri çekirgeler yedi.
Dokuzuncu belada Mısır üç gün koyu karanlığa gömüldü. Kimse hiçbir şeyi göremezdi fakat İsrailliler etkilenmediler. Bütün bu korkunç belaları Mısır’ın üzerine getirilmesine rağmen firavun İsraillilerin Mısır’dan çıkmasına izin vermedi. Bu arada Tanrı Musa’ya, firavunun çok inatçı olduğu için ona Mısır’da daha büyük mucizeler yapmak için fırsat verdiğini söyledi.
O zaman Tanrı son belayı gönderdi.
Son bela gönderilmeden önce Musa firavunu uyardı. Musa firavuna, Tanrı’nın ona gece yarısı Mısır’dan geçeceğini söylediğini, söyledi. Mısır’da zengin fakir ayrımı yapmadan bütün ilk doğan erkek çocukları öldürüleceğini hatta firavunun oğlunu bile öldürüleceğini, söyledi. Mısırlıların yüksek sesle haykıracağını fakat belanın İsraillilere hiç dokunmayacağını, söyledi. O zaman firavuna İsraillilere, Mısır’dan çıkmaları için yalvaracağını, söyledi.
Musa’nın firavunla görüşmesinden çıktığında firavun sinirden kuduruyordu. Firavun uyarıldığı halde İsraillilerin Mısır’dan çıkması için izin vermedi.
Tanrı Musa’ya, İsraillilerin bu son beladan nasıl kurtulabileceğini açıkladı ve Musa Tanrı’dan aldığı talimatları dikkatle İsraillilere iletti. Musa İsraillilerden her ailenin bir yaşındaki erkek kuzuyu kurban etmeleri için seçmelerini, seçtikleri kuzuların hiç eksiği olmaması gerektiğini ve kestiklerinde kemiklerinin kırılmamasına çok dikkat etmelerini gerektiğini, kestiği kuzunun kanını etin yeneceği evin yan ve üst kapı sövelerine sürmelerini, söyledi. Kanın Tanrı’nın bu evi es geçmesi ve bu ailenin ilk doğan çocuğunu öldürülmemesi için bir işaret olacağını, söyledi.
İsrailliler tam Tanrı’nın onlardan istediği gibi yaptılar. Gece yarısı Tanrı Mısır’dan geçti ve bütün ilk doğanları öldürüldü fakat kan sürülen kapıların evlerinden es geçti ve içeriye girmedi. Bu gece çok yüksek sesli haykırışlar olduğu için Mısır’da herkes uyandı. Yakındaki her evde ölü vardı ve firavunun oğlu da öldü.
Mısırlılar İsraillilere çıkmadıkları için yalvardılar.
Bu gece atalarına söz verilen ülke Kenan’a dönmek için İsrailliler Mısır’dan çıktılar. Sayları yaklaşık 2 milyondu. Tanrı çölde gündüzleri bir bulut sütunu içinde yol göstererek geceleri bir ateş sütunu içinde ışık vererek onlara öncülük ediyordu.
Fakat İsrailliler çıkınca firavun fikrini değiştirdi. Firavun ordusuyla İsraillileri yakalamak için peşlerine düştü. İsrailliler Kamış Denizi’nin kenarına vardığında firavunla ordusunun yaklaştığını görüp paniğe kapıldılar. Bu durum karşısında İsrailliler Musa’yı suçlamaya başladılar. Ona, Mısır’da köle olmalarının çölde ölmekten çok daha iyi olduğunu, söylediler. Fakat Musa onlara, sakin olmaları gerektiğini, Tanrı’nın o gün içinde onları kurtaracağını ve onlar için mücadele edeceğini, söyledi.
Tanrı Musa’dan elini denizin üzerine uzatmasını istedi. Bunu yapar yapmaz Tanrı çok güçlü bir fırtına gönderdi ve böylece denizde İsraillilerin geçebileceği kuru bir yol açtı. İsraillilerin önlerindeki bulut sütunu yerini değiştirip Mısırlılarla İsraillilerin arasına girdi. Firavunla ordusu İsraillileri denizde açılan kuru yolda takip etmeye başladı. Fakat Tanrı, İsrailliler denizin karşı tarafına vardığında Musa’dan elini tekrar denizin üzerine uzatmasını, istedi. Bunu yapınca tekrar çok güçlü bir fırtına çıktı ve böylece İsraillilerin denizden geçtiği kuru yol tekrar suyla kapandı. Denizin suyu geriye döndüğünde firavunla ordusu boğulup mahvoldular.
Tanrı’nın Mısırlılara gösterdiği büyük gücü gören İsrail halkı Tanrı’dan korkup yere kapanıp Tanrı’ya tapınmaya başladılar, ona ve Musa’ya güvendiler. Bu arada sevinç içinde ilahi söyleyerek dans edip Tanrı’nın sayesinde kurtuluşlarını kutluyorlardı.